Göçlerin Etkileri

Türkiye’de göçlerin çeşitli nedenlere bağlı olarak 1950 –1960 dönemi ve sonrasında arttığı görülmektedir.
Türkiye’den yurt dışına gerçekleşen göçlerin büyük bir kısmı 1960’tan sonra Avrupa ülkelerine olmuştur.
Başta Almanya olmak üzere Fransa, Hollanda, İngiltere, Avusturya ve Belçika en çok göç verdiğimiz ülkeler arasındadır.
1980’den sonra Kuzey Afrika ve Arap ülkelerine, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra da Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ne gerçekleşen işçi göçlerinde artış görülmüştür.
Türkiye’de iç göçler 1950 yılından sonra artmıştır. Ulaşımının gelişmesiyle insanların göç etmesi kolaylaşmıştır. Bu durum, kırsal yerleşmelerden şehirlere yoğun bir göç yaşanmasına neden olmuştur. Bu göç dalgasına bakıldığında kırsal alandan göç edenlerin çoğunluğunu genç bireylerin oluşturduğu görülmektedir.

Yaşanan bu durum; kırsal alanda nüfusun azalmasına, iş gücü kaybına ve tarımsal üretimin düşmesine neden olmuştur.

Şehirlerde hızlı artan nüfusun ortaya çıkardığı sorunlar;

•İşsizlik
•Gecekondulaşma
•Kültürel uyumsuzluk
•Suç oranlarında artış
•Çevre kirliliği
•Eğitim ve sağlık hizmetlerinde yaşanan aksamalar
•Yeterli düzeyde konut bulamama

Şehirlerde hızlı artan nüfusun olumlu etkileri

•Yatırımların artması
•Kültürel çeşitlilik
•İşçi ücretlerinin azalmasına bağlı olarak üretim maliyetinin azalması

GÖÇÜN MEKÂNSAL ETKİLERİ

Göç, toplumların hem sosyal hem de ekonomik yapısında değişiklikler meydana getiren bir nüfus hareketidir.
Bu yer değiştirme hareketi, bazı yerlerde nüfusun azalmasına bazı yerlerde de nüfusun artmasına neden olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında göç alan ve göç veren yerlerde pek çok mekânsal değişiklik ortaya çıkmaktadır.

Göç alan yerlerde nüfus yoğunluğu yaşanacağından dolayı şehirsel altyapı yetersizlikleri ortaya çıkar. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi illerde bu soruna çok sık rastlanır.
Göç alan yerlerde baş gösteren bir başka sorun da trafik yoğunluğudur. Artan nüfusla bu tür şehirlerde taşıt sayısı artmakta ve mevcut yollar yetersiz kalmaktadır. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa göç alan yerlerde görülen trafik sorunu kapsamında değerlendirilebilir.

Yerleşim alanları açılmasına yönelik orman alanlarının tahribi veya verimli tarım alanlarının yerleşmeye açılması gelecekte çevre sorunlarının yaşanmasına zemin hazırlayacaktır. Bu sorunun önüne geçebilmek için yeni yerleşim alanlarının orman ve tarım alanlarının uzağına kurulması gerekir.

Göçler sonucu şehirlerin kenar mahallelerinde oluşan altyapısı eksik, plansız ve düzensiz yerleşmelere gecekondu semtleri denir. Plansız şehirleşme, gecekondu semtlerini beraberinde getirmektedir.

Son yıllarda hayata geçirilen kentsel dönüşüm projeleriyle bu sorunlar çözülmeye çalışılmaktadır. İstanbul, plansız şehirleşmenin önlenmesine yönelik kentsel dönüşüm çalışmalarıyla bu duruma örnek gösterilebilir.

Geldiği kırsal kesimin sosyokültürel yapısını sürdürmeye çalışan bireyler, şehrin diğer semtlerinde yaşayan bireylerle uyum sorunu da yaşayabilir.

Sanayi tesisleri, önceden çoğunlukla şehir merkezlerinin dışına kurulmuşken günümüzde yaşanan göçler sonucu şehirlerin büyümesiyle şehir merkezlerinde kalmaya başlamıştır. Bu durum, çeşitli çevre sorunlarına neden olur.

Göç sonucu nüfusu hızla artan şehirlerde plansız yeni yerleşme alanları oluşmaktadır. Hâliyle bu alanlara belediye, sağlık, altyapı, ulaşım, eğitim vb. hizmetlerin ulaştırılması konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.
Göç alan yerlerde nüfusun artması okul, hastane gibi demografik yatırımlara ihtiyacı artırmıştır.
Yerleşmeye uygun olmayan dere yataklarının da yerleşmeye açılması ve betonlaşmanın artması nedeniyle, aşırı yağışlarda alçak kesimlerdeki yerleşim alanları su baskınlarına maruz kalmaktadır.
Göç alan yerler, sadece olumsuzluklarla değil olumlu gelişmelerle de ön plana çıkmaktadır.
Sosyal ve kültürel çeşitlilik artar.
Yeni iş gücü potansiyeli ortaya çıkar.
Göç eden bazı bireylerin kayda değer niteliklerinden istifade edilebilmektedir.

Göç veren yerlere bakıldığında  ise nüfusun yer değiştirmesi birtakım mekânsal değişikliklere yol açar.
Nüfus artış hızının yavaşlayarak belirli bir süre sonra durma noktasına gelmesi
Nüfusun azalmaya başlaması
Nüfusun azalmasıyla nitelikli iş gücü açığı oluşması
Boşalan ev ve diğer eklentiler zamanla harabeye dönmekte
Kamu yatırımlarının kullanılamaz hâle gelmesi
Boş kalan tarım alanları erozyona maruz kalarak verimsizleşmesi
Tarım ve hayvancılıkta üretimin azalması

Yorum gönder